Köşe YazısıManşet

SİSTEM KISKANÇLIK VE HASET ÜRETİYOR

Geçenlerde kendisini çok sevdiğim ve saydığım bir öğrencim anlattı: “Hocam
benim LGS deneme sınav sonuçlarım çok güzel. Nasıl ders çalışılacağını, soru çözümlerinin
nasıl yapılacağı ile ilgili kendimce geliştirdiğim tekniklerim var, ama arkadaşlarımla paylaşmak
istemiyorum.” Neden diye sorduğumda ise kimsenin kendisinin önüne geçmesini istemediğini
söyledi. Eğitim sistemimiz bu kadar nahiv ve centilmen bir öğrenciyi bencilliğe itiyorsa geri
kalanları lütfen siz düşünün.

Finlandiya’da öğrenci 16 yaşına kadar arkadaşını rakip olarak görmesin,
düşük ya da abartılı yüksek benlik algısı oluşması diye sınav yapılmıyor. Ödev verilmiyor.
Bunun yerine birlikte çalışma ve keşfetme, hedefe birlikte yürüme, özgüven, takım ruhuyla
araştırmalar destekleniyor. Peki böyle yapılıyor diye bu ülke eğitimde başarısız mı? Hayır, tam
tersi dünyanın en başarılı ülkesi. Bizde ise öğrenci sınavdan ve sınav stresinden başını
kaldıramıyor, tonla soru, tonla ödev, hafta 40 saat ders, bazı öğrencilerin özel dersleriyle bu
sayı daha da yukarı tırmanıyor. Peki sonuç ne? Ne mi?
Anlatayım: Geçenlerde bir yakınım konu etti: “Hocam yolda düzgün bir
şekilde yürürken yakınımda bir polis arabası durdu. İçlerinden ikisinin üzerime doğru
yürüdüğünü sonradan fark ettim. Biri aniden cebimden tutup beni yan tarafa çekmeye
çalışınca tepki gösterdim. Ne yapmak istediklerini sorunca üst araması ve kimlik kontrolü
yapacaklarını söylediler. Kimlik sorgulaması temiz çıktığı halde itiraz edip karşı geldiğim
gerekçesiyle ters kelepçe ile beni emniyete götürdüler. Bir şekilde emniyet müdürünün araya
girmesi ve karşılıklı özür dilemeden sonra serbest bırakıldım. Arkadaş okumuş polis memuru
olmuş.

Bir başka örnek: Özel bir hastanede kendini savunamayan yaşlı bir hastaya
sağlık çalışanları tarafından yapılan kötü muamele. Arkadaşlar okumuşlar sağlıkçı olmuşlar.
Bir diğer örnek: Burada puanlar konuşur deyip daha önce samimi olduğun,
birlikte yiyip içtiğin insanın makamını ele geçirmek. Arkadaş okumuş eğitimci olmuş.
Örnekler o kadar çok ki, siz yukarıda anlatılanlara yüzbinler ekleyin. Say, say
bitmez. Peki çocuk yaşta kimsenin gözünün yaşına bakılmadan ille de puan, puan diye
tutturanlar kimlerdi? Büyünce para para ille de para, bul da nasıl buluşan bul diye ısrar
edenler kimlerdi? Tabi ki onları yetiştirenler.

Öyle bir sistemin içindeyiz ki çocuklarımız erken yaşlarda bencil olmayı,
zorba olmayı, arkadaşına haset etmeyi öğreniyor. Sonra bu sistemin içinden görevine aşık,
insanlarla barışık, paylaşan ve seven bireyler çıkmasını umuyoruz. Sizce çıkar mı?

Eğitim sistemimizi baştan aşağıya değiştirip insani değer odaklı yeniden
dizayn edeceğimiz o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!