Köşe YazısıManşet

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PÂYİDÂR OLACAKTIR

BUGÜN…MÜBAREK ANADOLU TOPRAKLARINDA;
-CUMA NAMAZI KILINIYORSA,
-EZAN SUSMUYOR, BAYRAK İNMİYORSA,
-ADINIZ YORGO VE NİKO DEĞİLSE…
BİZİM YÖRÜK KIZI, NUR YÜZLÜ,
ALNI SECDELİ ZÜBEYDE ANA’NIN
OĞLU SAYESİNDEDİR.
Mustafa Kemal’in, anne soyu çok dindardır. Doğal olarak Mustafa Kemal Atatürk’te bu dindarlıktan etkilenmiştir.
Atatürk’ün yıllar sonra dile getireceği şu sözlerin temelinde onun annesinden, ailesinden aldığı dini eğitimin büyük etkisi vardır. Balıkesir Hutbesindeki sözleri bunun en güzel örneğidir.
“-Ey millet…Allah birdir! Şanı büyüktür. Allah’ın selâmı, âtıfeti, hayrı üzerinize olsun.
-Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) efendimiz hazretleri Cenâb-ı Hak tarafından insanlara hakâyık ve akâid-i kat’iyyeyi (kesin inançları) telkin etmek için me’mûr olmuştur (görevlendirilmiştir), mersûl olmuştur (gönderilmiştir).
-Bu nusûha istinâden tesis etmiş olan dinimiz 1300 kadar seneden beri âlem-i beşere feyz-i rûhânî vermiş son dindir ve dîn-i ekmeldir (mükemmel).
-Çünkü tabiata, akla, mantığa tamamen muvâfık, mutâbık ahkâmı ihtivâ eder.
-Artık bizim dinimizin gereklerini öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına ihtiyacımız yoktur. Analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile, bize dinimizin esaslarını anlatmaya yeterlidir. Biz dini eğitimi aileye bıraktık… Çocuk dini eğitimini ailesinden alacaktır.”
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın “her sene KADİR GECESİ Kur’an okunup Peygamber Efendimiz’in ve cümle şehitlerimizin ruhuna armağan edilmesi şartıyla” Darüşşafaka’ya 20.000 kuruşluk bağışta bulunmuştur. Belgesi aşağıdaki fotoğrafta…
Zübeyde Hanım’ın bu bağışının gereklerini titizlikle yerine getiren Darüşşafaka Cemiyeti, her yıl Kadir Gecesi’nde artık aramızda olmayan bağışçılarının, Darüşşafaka’ya hizmeti geçenlerin ve bütün şehitlerimizin aziz ruhları için Erenköy Galip Paşa Camii’nde Kur’an-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif okutuyor ve indirilen Hatm-i Şerif’in duası yapılıyor.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy memleketin işgalden kurtulacağına inanıyordu. Bu inancını şu dizelerle belirterek, Türk Milletine seslenmiştir;
-“Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın,
Belki yarın, belki yarından da yakın..!”
İstiklal Savaşının kazanılacağına neden bu kadar inandığını soran arkadaşına;
“Başımızdaki adamı kim görse inanırdı.” diye karşılık vermişti.
M.Akif Atatürk’e inançla bağlıydı. Nitekim Türk İstiklal Savaşı, onun inandığı gibi, M.Kemal Paşa’nın “liderliğinde” kazanıldı.
Atatürk 1920 yılında M.Akif’e Burdur’dan milletvekili olmasını ve camilerde vaaz vermesini rica etti. Mehmet Akif, M.Kemal Paşa’nın bu ricasını geri çevirmedi. Burdur milletvekili olarak TBMM’ne girdi ve halkı Milli Mücadele konusunda aydınlatmaya çalıştı…Allah ondan razı olsun..
Atatürk M.Akif’in bilgi birikimine şiir sanatına saygı duyardı… İstiklal Marşı şiir yarışması yapıldığında TBMM M.Akif’in şiirini 12 Mart 1921’de İSTİKLAL MARŞI olarak kabul etti..
Atatürk Büyük Zaferden sonra, Türkçeye ve Arapçaya bu kadar vakıf, bilgili, yetenekli sanatçı bir kişi olan M.Akif’e Kur’an’ı Kerim’i Türkçeye çevirmesi teklifinde bulundu.”Her Türk, Kur’an’ı Kerim’i gerektiğinde, kendisi okuyarak, anlamalı.” diye düşünüyordu.
Böylece cahil, bilgisiz, bir takım kişilerin, kendilerini hoca diye tanıtıp, halkı aldatmalarının önüne geçebilirdi.
Beş vakit namaz kılan, ağzı dualı, rahmetli Zübeyde Hanımın sevgili oğlu M.Kemal Paşa’nın gerçek din adamlarına, alimlerine saygısı vardı. TBMM Cuma namazı sonrası dualarla açıldığı bilinmektedir.
50 yıl önceki Dil-tarih’deki “âlim” hocalaımızdan biliriz ki bu manevi istek M.Kemal Paşa’dan gelmiştir.
Kur’an’ı Kerim’in Türkçeye çevrilmesi teklifi bazı çevrelerin etkisiyle ve mahalle baskısıyla M. Akif bu teklifi kabul etmedi.
Sonradan Elmalılı Hamdi YAZIR bu görevi başarı ile yerine getirmiştir.
Atatürk’ün Elmalılı Hamdi Yazır’a hazırlattığı Kur’an tefsirinin bütün giderlerini kendi cebinden karşıladığı bilinmektedir..
Dil-Tarih’den Can Ülküdaşım eski MHP Genel Başkanı Başdanışmanı eski Anıt-Kabir Komutanı Tarihçi-emekli Albay Hacettepe Ünv. Öğretim Görevlisi Dr.Ali Güler kardeşimin yazdığı “Bayraklaşan Akif” eserinde der ki;
“M. Akif Mısır’da 11 yıl kalıyor. Arkadaşına yazdığı bir mektupta “Burada 11 yıl kaldım, 11 dakika daha kalmaya tahammülüm kalmadı. Her şeyin güzeli bizde.. Dinin de ibadetin de iyisi bizde.! Ömrümün kalanı mümkün olsa da Allah ona verse..” biçiminde Atatürk’e sevgi ve saygısını dile getiriyor.
Milli şairimiz M.Akif Ersoy yalnız şair değil, tefekkür sahibi, ehli gönül, çok yalın, sade yaşayan haksızlık karşısında susmayan örnek bir insandı. Rabbim mekanını CENNET eylesin..
Meram Bağları Camiileri’nde…
Sabah Ezanı yanık sesli müezzinler tarafından okunurken duamız o ki;
Dün Cuma Hutbesin de adı anılmayan…Devletimizin banisi/kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Allah rahmet eylesin. Nezd-i İlahi’de makamı âli olsun inşallah..
YARIN 29-EKİM…CUMHURİYETİMİZİN KURULUŞUNUN 100. YILI KUTLU OLSUN.
Bu toprakları kan ve canları ile bize VATAN olarak emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, O’nunla birlikte İstiklal Harbine katılan tüm kahramanlarımızı, şehit ve gazilerimizi rahmet. minnet ve hürmetle anıyoruz.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PÂYİDÂR OLACAKTIR”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!