Köşe YazısıManşet

Batı bize aferim diyecek öylemi

“BATI BİZE AFERİM DİYECEK” ÖYLEMİ?!
MİLLİ ÖLÇÜYÜ KAYBEDEN KİŞİ VE KURUMLAR…
HEM İÇ HEM DIŞ POLİTİK OLAYLARI DEVLETİN VE MİLLETİN HAYRINA DÜŞÜNEMEZLER.
Ne pahasına olursa olsun, ülkesine kara çalmak hiçbir siyaset adamını şerefli yapmaz, bugüne kadar da yapmamıştır.
Babacan ve benzerlerinin Avrupa’daki toplantılarda kendilerini ortamdaki diger insanlardan aşağı görmeleri sonucu onlarla aynı seviyede olduklarını ispat etmeye çalışmaları aşağılık duygusudur.
ABD’nin ve AB’nin elinden eteğinden tutanlar, onların ağızlarından çıkacak bir sözle gelecek planlaması yapmak için hazır kıta bekleyenler dik duramazlar,
yerli olamazlar, milli olamazlar, AZİZ TÜRK MİLLETİNİN EVLADI ASLA OLAMAZLAR.
Şahsi istikballerini, Milletimizin yüce istikbali önünde tutanlara YAZIKLAR OLSUN.!
Güçlü bir milli İrade varken çözüm yollarını Londra’da, Tel-Aviv’de, Berlin’de, Washington’da arayanlara YAZIKLAR OLSUN.!
Dün İngiltere ve Haçlı Avrupa Atatürk’ü Türk Milletinin gözünden düşürmek için her türlü iftirayı atarken bugün ABD ve AB “milli ve yerli” olan değerli insanlara ve kurumlara cephe almış durumdalar.
Türkiye’nin 40 yıldır mücadele verdiği bölücüler ne söylediyse, ABD, AB Ülkeleri neyi bize dayatmışsa 6’lı Masanın vaat metninde var.
Kendine yabancılaşma…
Milli ölçüyü kaybetme demektir. Milli ölçüyü kaybeden kişi ve kurumlar hem iç hem dış politik olayları, kendi milletinin menfaatlerine uygun ayrıntılı düşünemezler.!
Türk Devlet Geleneğinden uzak, tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, devlet terbiyesi nedir bilmeyen, kimliğiyle ters düşen siyaset veya aydın zevatın taş üstüne taş koyması, ufkun ötesini görebilmesi, sadece ham bir hayaldir.
Osmanlı Devletinin son döneminde vezirlik, sadrazamlık görevlerini üstlenmiş devlet adamları medeni bir ülke haline gelmek için Avrupa’nın bütünüyle kopya edilmesini ısrarla tavsiye ve tembih etmişlerdir.
Öze değil kabuğa bakmışlar…
Elbette akıl tutulmasına ve teslimiyetçilik girdabına düşmüşlerdir.
Tanzimat ve Meşrutiyet süreçlerinin sürekli değişken biçimde savurduğu devlet ricali maalesef çareyi kendi özünde, kendi değerlerinde, hemen yanı başında duran milli ve manevi hasletlerde göremediler.
Yabancı başkentlere şirinlik yapmayı, çıkar odaklarına taklalar atmayı, yeri geldiğinde ülkesini kötülemeyi mubah gören bu tip “Bebecan” gibi dönek ve devşirmelerdir.
“Avrupa bize AFERİN diyecek” diyen ezik bir genel başkan bu toprakların evladı olabilir mi?
Fransızların “Muhteşem Süleyman” dediği Kanuni’nin 1526 yılının ocak ayı sonunda gönderdiği mektup,
hem Osmanlı Devleti’nin dünya siyasetindeki yerinin gösterilmesi hem de Türk-Fransız ilişkilerinin başlangıcı olması dolayısıyla tarihin en önemli vesikaları arasında yer alıyor.
Tarihten ibret almak gerekir…
Tarih okumak siyasetin laboratuvarı olduğu bir gerçektir.
İbn Haldun’un:
“-Suyun suya benzediği gibi mâzi ve gelecek de birbirine benzer” tespiti bu hakikati pekiştirmektedir.
Milli Şairimiz M. Akif’in;
-Târîh”i “tekerrür” diye ta’rîf ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? dizeleri bu düşüncelerimizi daha da anlamlı hâle getirmiştir.
Bu itibarla, Milletimizin cevher-i asliyesindeki îman aşkını okumak ve yaşatmak en büyük görevlerimizdendir.
Kapu Camii’sinin etrafındaki tarihi bedesten esnafı ile yaptığımız uzun sohbetlerde bu küçük kibirli partilere kızgından öte “burnundan soluyorlar”.!
Hem Kapu Camii Cemaatinde hem de Bedesten esnafında Devlet Bahçeli ve Erdoğan sevgisi almış başını dolu-dizgin hedefe koşuyor.
Bu şühedalı topraklara hizmet edenlere ve kahramanlara dua edenler, bela okuyan at hırsızı zebanilerden fazla olduktan sonra millet ve vatan sevgimize gölge edemezler…
Kendilerini darı ambarında gören gelecekleri olmayan devasız bu küçük partilerin üst kademe yöneticileri bilsinler ki bu 14 Mayıs’taki seçimde partilerinin kapılarına kesin kilit vuracaklardır biiznillah.
Merhum Ömer Seyfettin’in “PİÇ”hikayesini okuyanlar bugünkü ortamda bulunan bazı kişilerin sanki o hikayeden fırlayıp çıkmış olduğunu görürler.
Çünkü…Dahili ve harici olaylara bakış açıları tamamen İngiliz, Fransız, Alman ve Amerikan at gözlüğü kullanmaları.
Hainsiz millet ve devlet yoktur.
“Yunan Ordusu ile egemenliğimizi paylaşabiliriz” cümlesiyle ünlenen Manisa Mutasarrıfı (Vali) Hüsnü Bey’e, ihaneti nedeniyle halk arasında “Hüsnüyadis” lakabı takılmıştır.
BİZ DE MANİSA MUTASARRIFI HÜSNÜYADİS’LER..DÜN DE VARDI…BUGÜN DE VAR…YARIN DA VAR OLACAKLAR…HİÇ BİTMEZ BUNLAR.!
Tarihin her döneminde Türk’e ihanet edenlerin akibetleri kendileri gibi çirkef olmuştur.
Bu % 10’lar bitmez.! Önemli olan
o ülkede % 90’nın vatansever evlatlardan oluşması.
“Herkes karakterine-mizacına yakışanı yapar” İsra Sûresi 84.
“Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.”
{A’râf Suresi 179. Ayet}
Şu mübarek CUMA gününde…Her vakit duamız odur ki…HAK ETMEYENİ SEVDİRME BİZE YARABBİ.
HAYIRLI CUMALAR
5-Mayıs-2023

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!