Köşe YazısıManşet

SIKIYORSA…

ATATÜRKÇÜ KARDEŞİM SIKIYORSA…CHP MİTİNGİNDE; “-KAHROLSUN PKK” DİYE Bİ BAĞIRSANA!
Sosyal Medya da bu cümleyi görünce bizde deriz ki;
BAĞIRAMAZ!! ÇÜNKÜ…
Onun kurduğu CHP’nin bugünkü siyasi kadrosu içinde:
-KOÇGİRİ İsyanı’na kalkışanların,
-İngiliz ve Fransızlarla, hatta Yunan askerleriyle birlikte Kuvay-ı milliye’ye karşı çarpışan ayrılıkçı ve bölücülerin bugünkü temsilcileri vardır..
CHP…Millî Mücadele’nin karşısında olan bölücü örgüt KÜRT TEALİ CEMİYETİNİN bugünkü uzantılarıyla kader ortaklığı ve siyasi iş birliği içindedir.
CHP’nin siyasi kanadını koruyup kolladığı PKK-PYD, dün Kâzım Karabekir Paşa’nın Doğu Anadolu’dan temizlediği ayrılıkçı Ermeni çetelerinin mirasçısı olan günümüzdeki silahlı militanlarla PKK’nın emperyalist güçler tarafından bir araya getirilerek organize edildiği bir katiller sürüsüdür.
Kongre kararlarında, “Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekûn kendisini müdafaa edecek ve direnecektir.” maddesi yer almaktadır.
CHP Türkiye sınırları içerisinde siyasi mücadele vererek başarılı olmak, demokratik yollardan ve millî irade marifetiyle iktidara gelmek yerine, yabancı ülkelerde Türkiye aleyhinde açıklamalarda bulunmayı, küresel aktörlerin müdahale ve desteğiyle iktidarı iş başından uzaklaştırmayı yeğlemiştir.
CHP, Cumhuriyet hükümetini Batılı kavramlar üzerinden eleştirmekle yetinmeyip Türkiye’yi ABD’ye, Almanya’ya şikâyet ederek küresel aktörlerden medet uman bir politikayı seçmiştir.
Atatürk’ün, “Hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin.? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.” diye başlayan ifadelerinden ders ve ibret almamışlardır.
Sivas’ta manda ve himaye kabul görmemiştir ama CHP, manda ve himayeyi çağıran gammazcı ve iş birlikçi bir politika takip etmektedir.
Teröre karşı verilen amansız mücadeleyi es geçen CHP Lideri Kılıçdaroğlu; iktidar uğruna şehitlerin aziz hatırasına saygısızlık etmeyi göze alarak açılımcı ve çözümcü kesilmiş, askerimize ve polisimize kurşun sıkan hendekçi-bölücülere “arkadaşlar” diye seslenerek muhatap almıştır.
“Demirtaş ne demiş ise ne yapmış ise bizce doğrudur” diyen birileri bu ülkede muhalefet iseler…
Bu muhalif olma Türk Devletine, Türk Milletine ve Türk Ordusuna muhalif olmak anlamına gelmektedir.
Bunlar Allah’tan korkmuyor kuldan utanmıyorlar… Şehitlere de zerre saygıları yok.!
Yakında Kılıçdaroğlu hem başkanlık seçimini hem CHP genel başkanlığını kaybedince HDP’ye eş başkan olur bence…çok da yakışır…Tencere kapak birleşir.
Sivas Kongresi kararlarının ikinci maddesinde vurgulanan “her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı topyekûn mücadele azim ve kararlılığı” CHP tarafından terk edilmiştir.
15 Temmuz ihanet kalkışması sonrasında Yenikapı Ruhu’na kısa süre katılan, ancak fabrika ayarları emperyalist güçler tarafından değiştirildiği için sonradan “millî mutabakat zemini”ni terk eden
CHP, FETÖ’yü ve küresel aktörleri sevindirmiştir.
CHP’nin bugünkü siyasi partnerleri, kader ortakları arasında:
-Geçmişin zararlı cemiyetlerinin bugünkü uzantıları,
-Kandil’den yönetilen, Okyanus ötesinden sevk ve idare edilen FETÖ ile PKK’nın siyasi kanadı vardır.
CHP; Atatürk’ten sonra kuruluş ilkelerinden hızla uzaklaşmış, emperyalizme karşı mücadelenin çatısı olmak yerine emperyalizmin sesi, yerli işbirlikçisi hâline gelmiştir.
Sivas Kongresi kararlarıyla, millî vicdandan doğan cemiyetlerin, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirildiği duyurulmuştur.
CHP ise millet vicdanında yer bulan, milleti birleştiren demokratik kurum ve kuruluşlar yerine; rejim karşıtlarının, isyancıların, bölücülerin ayrılıkçıların, teröristlerin siyasi dayanağı, yuvası olmuştur.!
Türkiye’nin emperyalizme, bölücülüğe karşı varlık ve bütünlük mücadelesi verdiği bir dönemde CHP Sivas Kongresi’nin ruhuna yaraşır bir tutumla meşru Türk hükümetine destek vermek yerine her olumlu çabayı, her isabetli ve yapıcı adımı kösteklemektedir.
CHP’de, “İktidar iş başından gitsin, Cumhur İttifakı dağılsın da ülkede birlik ve beraberlik ruhu bozulursa bozulsun. Türkiye tehlikeye girerse girsin.” anlayışı hâkimdir.
Atatürk’ün ömrünü verdiği Türk milliyetçiliği davasının içi boşaltılmış; yerini sosyalist, komünist görüşler almış; enternasyonalist bir devrimcilik revaç bulmuştur.
Atatürk’ün dünya görüşü, devlet ve millet anlayışı, bir daha kapıdan içeri girmemek üzere CHP’den kovulmuştur.
Milli Mücadele kahramanlarının destansı hikâyelerinin, Kuvay-ı Milliye Ruhu’nun yerini, Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan ile Selahattin Demirtaş gibi devlet ve millet düşmanı anarşistlerin sahte kahramanlık ve sözde “bağımsızlık savaşımı” masallarına duyulan hayranlık ve sevgi almıştır ve amaçları bundan kahrolası bir romantizm çıkarmaktır.!
Bunun içindir ki CHP aşırı sol akımlarla, PKK ve FETÖ gibi bölücü terör örgütlerinin politik ayaklarıyla iyi anlaşmakta, kolayca iş birliği yapabilmektedir.
CHP’nin badireli bir dönemde halka umut aşılamak yerine karamsarlığı, felaket tellallığını, bozgunculuğu ve kaosu teşvik etmesine, bünyesini saran bu arazlar yol açmaktadır.
Yakın tarihe ilgi duyan bir tarih öğretmeni olarak yarım asra yakın bir zamanda biliriz ki;
Her daim ferasetine inandığım Aziz Türk Milleti uzaktan bakar ama ince ince tartar ve sandıkta gereğini yapar.
Bütün bu anlatımdan sonra deriz ki;
Tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, kimliğiyle ters düşen siyaset veya aydın zevatın taş üstüne taş koyması, ufkun ötesini görebilmesi, sadece ham bir hayaldir.
Sözün özü…Kanaatim o ki…
Artık bu CHP bayatlamış, bizim Konya’nın Tarihi Bedestenin de Kadınlar Pazarı’nda açılıpta satılmayan kokmuş teneke peynirine dönmüş…karamsar ve asık suratla vatandaşa da satış olmayınca… basbayağı LEŞ GİBİ kokmaya başlamıştır.!
8-Mayıs-2023

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!