Eğitim Sendikaları
Öncelikle hepsine değerli öğretmenlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesine katkıda bulundukları için teşekkür ediyorum.
Eğer onlar olmasaydı bugün itibarı ile elde etmiş olduğumuz haklara kavuşamazdık.
Her birini özverili çalışmalarından dolayı ayrı ayrı kutluyorum.
Bundan böyle de aynı özverili çalışmalarına devam edeceklerine inanıyorum.
Bu arada yeni Türkiye yüzyılına girerken eğitim sendikalarından beklentilerimi ifade etmek istiyorum.
Eğitim sendikaları eğitim kalitesinin iyileştirilmesi konusunda ön almalıdır.
Çocuklar merkeze alınmalı, siyasi kaygılardan arınmalıdır.
“Nasıl yaparız da yarınlarımızı teslim edeceğimiz çocuklarımızı dürüst, donanımlı, fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı bir şekilde yetiştiririz” fikri tüm sendikalara hakim olmalıdır.
Hizmet içi eğitimden, alternatif müfredat önermelerine kadar eğitimin tüm kademelerinde aktif rol almalıdır.
ürekli eleştirmek yerine çözüm önerileri sunmalıdır.
Öğretmenler için eğitime yönelik yurt dışı gezileri planlamalıdır.
Bölgenin özellikleri ve coğrafi şartları göz önüne alınmalı, daha az cazip yerler bir takım önlemlerle çok daha cazip hale getirilmelidir.
Okulların hayatın öğrenildiği yerler olması için tüm sendikalar gayret etmelidir.
Sendikalar veli, öğretmen ve bakanlık arasında sağlam bir köprü olmalıdır.
Başarılı veliler ve öğretmenler ödüllendirilmeli, öğrencilere burs sağlanmalıdır.
Erozyona uğrayan toplumsal değerlerin sağlamlaştırılması için yıl boyu sürecek aktiviteler, yarışmalar ve geziler düzenlenmelidir.
Türk Eğitiminin amaçları doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığına destek olunmalıdır.
Öğretmen ve idareci seçiminde hassas ölçüler uygulanmalı, liyakat esas alınmalıdır.
Toplumdaki öğretmen algısı sendikalar tarafından sürekli izlenmeli ve nabız tutulmalıdır.
Toplumda öğretmen algısının en üst düzeyde olması için tüm sendikalar gayret göstermelidir.
Okul inşaatlarında sendikalar da fikir vermeli, öğrencilerin de fikirleri alınmalıdır.
Çünkü yapılan o binaların içinde hayatının en güzel yıllarını geçirecek olan öğrencilerdir.
Mimaride sanat ve estetiğe de ağırlık verilerek öğrencilerin estetik algısı geliştirilmelidir.
Eğitim kamuoyunun odak noktası sadece puan değil, öğrencinin davranışsal becerisi ve hayat başarısı olmalıdır.
Her öğrenci en az bir dil bilen, bir müzik aleti çalabilen, bir el sanatı olan, sporun herhangi bir dalında kendini geliştirmiş şekilde, mezun olmalıdır.
Eğitim kurumlarının ciddi müesseseler, eğitimin de ciddi bir iş olduğunu bilen bir okul kültürü hakim olmalıdır.
Hep aklımızda tutmalıyız ki mutfakta ne pişerse önümüze o gelir. Beğensek de beğenmesek de.
Eğitim kurumları da toplumların bir nevi mutfağı gibidir.
Tüm bireyler “pişerek ve olgunlaşarak” toplum hayatına katılmalıdır.
Kısacası tüm eğitim sendikaları isimlerinde barındırdıkları “eğitimin” hakkını vermelidir.
Eğitim sendikalarının yeni Türkiye yüzyılında bütün bunları göz önüne alarak hareket edeceği ve bu fikirleri hayata geçireceği o güzel ve mutlu günlere beraberce el ele.